28 Eylül 2020 Pazartesi

Hukuk Alanında Kaynak Kitaplar



Hukuk Kitapları


Hukuk okuması ve anlaşılması zor bir daldır. Kitapları kaynakları anlamında oldukça kalın olan bu eserler her hukukçunun mutlaka okuması gereken eserler arasında yer almaktadır. Hem gelişim için hem de ders kitabı olarak okunabilecek aynı zamanda avukat, hâkim ve savcı mesleklerinden birini seçecekler için gerekli olan eserler çok fazladır.


Anayasa Hukukuna Giriş - Kemal Gözler

 

Anayasa hukuku dalında yazılan en iyi kitaplar arasında gösterilen Prof. Dr. Kemal Gözler tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Ülke çapında tüm siyaset ve uluslararası ilişkiler aynı zamanda hukuk alanlarında eğitim alan tüm öğrencilerin mutlaka okuması gereken kitap olacak nitelikte bir eser olarak kabul görmüştür. 


Sosyal Güvenlik Hukuku - Refik Korkusuz ve Suat Uğur

 

Sosyal güvenlik hukuku dersi için Prof. Dr. Refik Korkusuz ve Doç. Dr. Suat Uğur tarafından kaleme alınan bu kitap, Karşılıksız yardımlar ve hizmetler, sosyal güvenliğe genel olarak bakış, Mevzuatımızda sosyal güvenlik, Türkiye’de Bireysel emeklilik sistemi ve İşsizlik Sigortası gibi birçok konuyu ele almıştır. Aynı zamanda kitap içerisinde oldukça kalıcı ve yararlı bilgiler yer alır.


Türk Anayasa Hukuku Mevzuatı - Erdal Abdulhakimoğulları

 

Doç.Dr Erdal Abdulhakimoğulları tarafından kısa süre içerisinde yazılmakta olan Türk Anayasa Hukuku mevzuatı, her okulda okutulması gereken kitaplardan biridir. Aynı zamanda yenilenmiş ve 2006 yılından bu yana güncelleme ve tekrardan kontrolleri yapılarak 5. Baskısı raflarda yerini almıştır.


Psikolojik Danışmada Etik ve Hukuk - Aynur Eren Gümüş ve Mustafa Alper Gümüş

 

Prof. Dr. Mustafa Alper Gümüş ve Doç. Dr. Aynur Eren Gümüş tarafından hazırlanmış olan bu kitap tüm lisans ve lisansüstü düzeyde ders kitabı olarak okutulmaktadır. Aynı zamanda bu amaçlanarak hazırlanmış bir eser olduğundan birçok eğitmen tarafından da okullarda okutulmak üzere tavsiye edilmektedir. Kitap içerisinde Meslek etik kuralları, Yaptırım gücü birçok konudan tek tek bahsedilmiştir.

18 Ağustos 2020 Salı

Haciz Nasıl Durdurulur?

Haciz İşlemi Durdurma



Borçluya gelen tebligata itiraz süresi 7 gündür.  7 gün içinde itiraz edilmeyen haciz kesinleşmiş olur. Bu tebligat tarihi süresince borcun ödenmesiyle haciz dosyası durdurulmuş borç kapanmış olur. Alacaklının alacaklarında uzlaşarak kendi iradesi ile davasından vazgeçmesi durumunda da haciz düşürülebilir.


Haczedilecek Mallar Nelerdir?


Haczedilecek mallar kanunlara bağlı olarak belirlenmiştir. İcra iflas kanunun 82.ci maddesi dışında kalan taşınır-taşınamaz tüm mallar haciz edilebilir. Eve gelecek haciz uygulanmasında mallar yeni gelen yasayla sınırlandırılmıştır.

İnsanların temel yaşama ihtiyaçları arasında yer alan eşyalar haciz edilemez. Bunlar buzdolabı, bilgisayar, televizyon, çamaşır makinesi gibi temel ihtiyaçların karşılandığı haczi yasaklanmış olan mallardır. Aynı amaca hizmet eden malların sayısı, birden fazlaysa fazla olanlara haciz uygulanabilir.

Yaptığı işte sermayesi beden gücü olan kişi için gerekli olan tüm eşyalara haciz yapılamaz.

Bankada bulunan para ve tüm hesaplara haciz konulabilir. Kişinin süre gelen maaşının 4/1 haciz için kesilebilmektedir.

Para, altın, antika, pahası olan sanat eseri, ziynet eşyalarına haciz uygulanabilir.

Borçlu kişinin geçimini sağladığı hayvanı, aracı, makinesi kısaca araç ve gereçlerine hacizle el koyulamaz. Kişinin ekmek parasını kazandığı mala haciz koyulamaz.

Borçlu olan bir çiftçinin ekime hazırlandığı tarlası için depoladığı mahsul ve tohuma da haciz koyulamamaktadır.

Hava ve deniz altı mensuplarına, kolluk kuvvetlerinden emekli olmuş bireylerin tazminatlarına ve ikramiyelerine haciz koyulmamaktadır. Şehit yakınlarına verilen maaşlara da haciz uygulamasında bulunmamaktadır.

Öğrenci bursları haciz uygulaması kapsamında değildir.


İhtiyati Haczin Durdurulması

İhtiyati haciz, borçlu kişinin mallarını kaçırması şüphesi ile alacaklının uyguladığı seçeneklerden biridir. Mahkeme kararı gerekmektedir. Alacaklının elinde çek, senet, bono gibi borcun bir ilama dayalı olma zorunluluğu bulunmaktadır.

İcra iflas kanunu 261.ci maddesi gereği alınan ihtiyati haciz kararı, verildiği tarihten 10 gün süresince yetkili icra müdürlüğü kararının infazının talebi gerekmektedir. Aksi takdirde karar kendiliğinden kalkar. Haczedilen menkul malların 6 ay süresince satışının istenmemesi ya da haczedilen gayrimenkullerin 1 yıl içersin de satışının istenmemesi halinde haciz hükmü sona erer.

İcra İflas kanunu 246/2 maddesi gereğince borçlu haciz sonrası ödeme emrine itiraz ederse alacaklıya hemen tebliğ edilir. Alacaklı 7 gün içerisinde tetkik merciine borçlu itirazının kaldırılmasını istemek zorundadır. Bunu yapmazsa haciz geçersiz sayılır.

 

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Senet Nasıl Doldurulur?

Senet Nasıl Doldurulur

Senetler iki taraf arasında borç ilişkisi doğması ile birlikte yazılan belgelerdir. Bu belgeler maddi olarak karşılığı ödenmeyen bir alışveriş olduğunda borçlu tarafından düzenlenir. Senedin imzalanmasında iki farklı taraf vardır. Bu taraflardan biri düzenleyen kişi yani borçlu diğeri ise muhatap bir diğer adı ile alacaklı kişidir. Senetlerin düzenlenmesi belli bir şekle bağlıdır. Kişiler senet hazırlarken bu şekil ve düzen koşullarına sıkı sıkı bağlı kalmak durumundadırlar.

 

Senetler Doldurulurken Dikkat Edilenler

Kişiler senet nasıl doldurulur konularını büyük oranda merak eder. Çünkü bu evrakların doldurulması sırasında kişilerin yaptıkları hatalar senedin geçersizliğine sebebiyet verebilir. Senetler doldurulurken şu koşullara dikkat edilmelidir:


·         Senetlerin düzenlenme tarihi olarak mutlaka imzalandığı gün belirtilmelidir.
·         Ödeme günü ve vade sayısı senet üzerinde belirtilmelidir.
·         Senet üzerinde ödenecek miktarın para cinsi belirtilmelidir.
·         Her senedin üzerinde numara alanları vardır. Ancak doldurulması zorunlu değildir. Bu numaralar senedin takip edilmesini kolaylaştırır.
·         Senetlerin kime ve hangi şirkete ait olduğu belirtilmelidir.
·         Ödenecek olan tarih ve vade senet üzerinde bulunan mukabiline… tarihinde alanına yazılmalıdır.
·         Borçlu olan kişinin ya da kurumun adının senet üzerinde belirtilmesi gerekir. Bunlarla birlikte tutar sayı ve rakamlarla yazılmalıdır.


Bunlara ek olarak senetlerin sol kısmında ödemeyi yapacak kişilerin kişisel bilgileri kısmı vardır. Bu kısımların da doldurulması gerekir. Aynı zamanda senet düzenlenirken bir kefil belirtilmesi gerekiyor ise kefil bilgileri kısmının da doldurulması gereken durumlar arasındadır. Senet doldurma işlemi tamamlandıktan sonra imza atılması gerekir. Sağ alt köşeye kişinin iki ayrı imza atması gerekir. Eğer kefillik varsa kefil de imza atılan yerin üst kısmına kendi imzasını atması önemli detaylardan biridir.


4 Mayıs 2020 Pazartesi

Muvazaa Nedir


Muvazaa Nedir


Muvazaa, kelime anlamı olarak danışıklık anlamına gelmektedir. Hukuki ilişkilerde ise muvazaa, tarafların anlaşmalı bir şekilde üçüncü şahısları kandırmaları ya da zarara uğratmaları anlamına gelmektedir. Muvazaalı işlemlerde irade ve beyan arasında bir anlaşmazlık olduğu için yapılacak işlem geçersiz sayılacaktır. Muvazaa kendi arasında mutlak muvazaa ve nisbi muvazaa olmak üzere iki grupta incelenir.

Mutlak Muvazaa Nedir?


Mutlak Muvazaa Nedir ?, muvazaa taraflar arasında gerçekte var olmayan ve tarafları anlaşma gereğince birbirine bağlanmayan işlemlerin üçüncü şahısları kandırmak amacı ile yapılmasıdır. Başka türlü anlatmak gerekirse; taraflar aslında kendi arasında anlaşma yapmıyor, ancak üçüncü kişilere işlem yapmış gibi görünüyor. Mutlak muvazaa işlemlerinde görünür işlem ve muvazaa anlaşması mevcuttur. Mutlak muvazaa türünde hiç işlem yapmamış gibi sonuç alınır. Alacaklılardan mal kaçırmak mutlak muvazaa işlemine verilecek en iyi örnektir.

Nisbi Muvazaa


Nisbi muvazaa, tarafların kendi aralarında mevcut olan bir hukuki işlemin üçüncü şahısları kandırmak veya zarara uğratmak amacıyla gizleyerek gerçekte var olmayan bir hukuki işlemin gerçekleştirilmesidir. Nisbi muvazaanın var olduğu durumlarda görünürdeki işlem geçersiz sayılacaktır. Fakat tarafların gizlemiş olduğu işlem şartlara uygun olması durumunda geçerli sayılacaktır. Nisbi muvazaa işlemlerinde mutlak muvazaaya göre tek fark arada gizli anlaşmanın var olmasıdır. Bir kişinin evini birine bağışlamak isterken devrederek satış masraflarından kurtulması nisbi muvazaa verilecek en iyi örnektir. Gerekli bilgi için avukattan danışmanlık hizmeti alınabilir.

23 Şubat 2020 Pazar

Miras Payları


Miras Payları



Miras bırakanın ölümüyle birlikte mal paylaşımı derece sistemine göre belirlenir. Bu mal paylaşımı yapılırken yasal mirasçı ve atanmış mirasçı olarak iki tür mirasçılık sistemi ile belirlenir. Yasal mirasçılık miras bırakanın ölümü üzerine doğrudan miras hakkında hak sahibi olan kişilerdir. Yasal mirasçı olarak tanımlanan kişiler miras bırakanın kan hısımları, altsoyu, varsa evlatlığı ve sağ kalan eşidir. Atanmış mirasçı miras bırakanın kendi hür iradesiyle malını başka birine bırakması ile ortaya çıkan mirasçı kişidir.

Mirasta Derece Sistemi


Medeni Kanuna göre miras da mal paylaşımı yapılırken mirasçılar 3 derece sistemi ile belirlenir. Mirasta hak sahibi olabilmek için bu 3 derece olarak belirlenen grupların içinden birisinde yer almak gerekmektedir. Birinci derece olarak belirlenen yasal mirasçılar miras bırakanın çocukları, torunları ve bu torunların çocuklarını içine alır. Birinci derece mirasçılar ile miras bırakanın kan bağı olması gerektiğinde miras bırakanın eşi ve evlatlığı bu grupta yer almaz.

İkinci derece olarak tanımlanan mirasçılar miras bırakanın anne ve babasıdır. Fakat anne babanın mirasçı olabilmesi için miras bırakanın birinci derece mirasçılarından hiçbirinin kalmamış olması gerekmektedir. Anne ve baba mal paylaşımında eşit paylara sahiptir. Üçüncü derece mirasçılar ise miras bırakanın büyükannesi ve büyükbabasını kapsamaktadır. Ancak büyükanne ve büyükbabasının mirasçı olabilmesi için miras bırakanın birinci dereceden ve ikinci dereceden hiçbir kimsenin kalmamış olması gerekmektedir. Büyükanne ve büyükbaba mal paylaşımında eşit mal payına sahiptir.


12 Şubat 2020 Çarşamba

İcra Nedir

İcra Nedir

Hakkında icra takibinin başlanmış olması, kişilerin canını sıkan bir durumdur. Fakat birçok kişi icra ne demek olduğunu tam anlamıyla bilmemektedir. Bir kişiden alacağı olan kişilerin, alacaklı olduğu kişi veya kişilerden alçağını tahsil etmek için başlattığı işlemlere icra denir. Bu işlemler için İcra Müdürlüğüne başvurulur. Haciz ise alacaklı kişinin, alacağını tahsil etmek için, borçlu kişinin mal varlığına resmi işlemler neticesinde el koydurması işlemidir. 

Haciz için resmi işlemler de İcra Müdürlüğü başvuru yapılması ile gerçekleştirilir. Kişilerin aralarındaki anlaşma ve sözleşmelerin yerini getirilmesinde devlet gözetleyici konumundadır. Devlet; icra, haciz gibi işlemler esnasında gücünü İcra Müdürlükleri aracılığıyla kullanmaktadır. Kısacası İcra Müdürlükleri kişilerinin aralarındaki alacakların tahsilini devletin gücüyle gerçekleştirir. İcra takibi, alacaklı kişinin İcra Müdürlüğüne yaptığı başvuru sonrası borcun tahsilini istemesi ile gerçekleştirilen işlemlerdir. İcra işlemleri esnasında hem alacaklı hemde borçlu kişinin hakları korunmaktadır.

İlgili Haber : Miras Payları

Borçlar Hangi Durumlarda İcralık Olur?


Borcun yasal olarak kanıtlandığı durumlarda icra işlemleri başlatılır. Yani borcun yasal olarak ispatlanması gerekir. Borcun kanıtlanması ile birlikte, İcra Müdürlüğü tarafından alacaklı kişi adına borçlu kişiye hatırlatma tebliği gönderilir. Hatırlatma tebliğine cevap alınamadığında, bu sefer borçlu kişiye ihtarname aracılığıyla tekrar hatırlatılır. İhtarname sürecinde de cevap alınamadığında ise borçlu kişinin mal varlığı belirlenir ve haciz işlemleri başlatılır. Haciz işlemleri bazı kurallar çerçevesinde gerçekleştirilir. Borçlu kişinin hayatını idama ettirebilmesi için gerekli olan mallar haciz durdurulur yani haciz edilemez. Borçlu kişinin iş ve ev hayatını sürdürebilmesi için gerekli mallar bırakılır. Ayrıca, gayrimenkul haczi gerçekleştirilirken yalnız o gayrimenkul borç üzerinden gerçekleştirilir.

27 Temmuz 2019 Cumartesi

Kıdem Tazminatı Hesapla





Kıdem Tazminatı Hesapla


Çalışanların işten ayrılmaları durumunda almaları gereken kıdem tazminat bedeli hesaplanırken her yıl değişik tavan miktarları söz konusudur. Aldıkları maaş tavan bedelinden yüksek olan çalışanlar her yıl için tavan ücretince kıdeme hak kazanmaktadır. Maaşın ne kadar olduğu, tavan fiyatının üzerinde olup olmadığı bu noktada önem arz etmektedir. Her yıl değişiklik gösteren tavan fiyatları 1 Ocak 2018 itibari ile yıllık tutar olarak 5.001,76 TL olarak belirlenmiştir.

Kıdem tazminatı nedir?

Çalışan kişinin belirli sebeplere bağlı olarak iş yerinden ayrılması durumunda 4857 sayılı İş Kanunu gereğince işveren tarafından işçiye ödenmesi gereken tazminat biçimi kıdem tazminat olarak ifade edilmektedir. Ancak kendi isteği ile işyerinden ayrılma kararı alan çalışanlar bu tazminattan yararlanamamaktadır. Alınabilecek durumlar:

·   Sözleşmenin feshi,
·         Kadın çalışanın evlenmesi üzerine bir yıl içerisinde çalışmanın kendi isteği ile sona ermesi,
·         İşçi ölümü sebebi ile tazminat ödemesi yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra işçilerin de işi bırakmaları durumunda bazı zamanlarda kıdem tazminatı almaları mümkün olabilmektedir. Bu durumlara bakmak gerekirse:
·         Ağır çalışma koşullarına bağlı olarak sağlığın bozulması,
·         İstifaya zorlanma durumunda mobbing ya da psikolojik baskı uygulanması,
·         Ücretin sözleşmede belirtilen tutardan daha az ödenmesi,
·         Ek ücret alacaklarının ödenmemesi (mesai gibi),
·         Sigortanın geç ve eksik bildirilmesi,
·         SGK’ya giriş çıkış yapılması,
·         Bayramlarda çalışma karşılığında ücretin ödenmemesi,
·         Yıllık izinlerin kullandırılmaması,
·         Evlilik nedeni ile işin bırakılması,
·         Askerlik nedeni ile işten ayrılınması,
·         İşin durmasına neden olan sebeplerde işveren kıdem tazminat ödemekle yükümlüdür.

Kıdem tazminatı nasıl hesaplanır?

Çalışan kişinin işe başlama tarihi baz alınarak hizmet sözleşmesinin devam süresince her yıl için işveren tarafından işçiye otuz gün brüt ücret tutarı kadar kıdem tazminat ödemişi yapılmaktadır. Bir yıldan daha fazla olan süreler için de aynı oranlar üzerinden ödeme yapılmaktadır. Kıdem tazminatı hesaplamalarında kesintiye uğrayan tek husus damga vergisi olarak belirtilmektedir. Kıdem tazminatı hesaplamalarında asıl ücretin tavanı söz konusu olmaktadır. Tavan bedeli her yıl değişiklik göstermekte ve devlet tarafından revize edilmektedir.

İlgili Link : İcra Nedir